Bir balerinin adını taşıyor. Klasik bale tarihinin en iyi balerinlerinden birisi olarak gösterilen, 19.yüzyılın sonları ve 20.yüzyılın başlarına damgasını vurmuş Rus balerin Anna Pavlova'nın. Tam adına layık yani.
Pastanın ilk ne zaman ve nerede yapıldığı tartışma konusu. Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar arasında halen bu konuda kavga sürüyor. Anna Pavlova'nın biyografisini yazan Keith Money pastayı 1926 senesinde Yeni Zelanda'da - Wellington'da bir restoranın şef aşçısının yaptığını ve ünlü balerine ikram ettiğini yazıyor. Avustralyalılar ise "Pavlova"yı ilk kez 1935 senesinde ünlü aşçı Bert Sasha'nın çalıştığı Esplanade otelinde yaptığını, sunarken "Pavlova kadar havalı" dediği için de tatlının adının böyle kaldığını iddia ediyor. 300 kaynaktan yaklaşık 667 Pavlova tarifi toplayan ve bunları "The Pavlova Story: A Slice of New Zealand’s Culinary History" adlı kitabında toplayan profesör Helen Leach ise bu zarif pastanın Yeni Zelanda'da 1929 senesinde, Avustralya'da ise 1935 senesinde yayınlandığını yazıyor.
Evet, ne zaman nerede yapıldığı tartışmalı, ama zerafeti ve lezzeti asla tartışılmaz. Fazla güzel ve fazla zarif görüntüsüyle ilk başta göz korkutan, tarifine bakınca "yok ben yaparım" dedirten, yapım aşamasında en ufak bir hatanızı bile affetmeyen bir pasta. Kısacası, bütün zarif ve güzel şeyler gibi, fazla özen gerektiriyor:)
MALZEME LİSTESİ
Taban için
Yumurta akı - 4 adet
Toz şeker - 1 bardak
Vanilya özütü - 1 çay kaşığı
Elma sirkesi - 1 çay kaşığı
Mısır nişastası - 1 çay kaşığı
Krema için
Krema - 1 kutu
Pudra şekeri - 2 yemek kaşığı
Vanilya özütü - 1 çay kaşığı
Orman meyvesi - 2 bardak
YAPILIŞI
1. Fırını 110 dereceye ayarlıyoruz. Fırın tepsisine yağlı kağıt seriyoruz. Kağıdın üzerinde kalemle 18 sm'lik bir daire çiziyoruz. Kağıdı ters çeviriyoruz.
2. Toz şekeri mutfak robotu veya rondoda küçültüyoruz. Dikkat: pudra şekeri kıvamına gelmemesi gerekiyor.
3. Yumurtanın sarısını beyazından ayırıyoruz. Sarıları atıyoruz, onlarla işimiz yok. Yumurta akını köpük-köpük oluncaya kadar mikserle karıştırıyoruz. Not 1: Yumurtanın taze ve oda sıcaklığında olması şart. Mümkünse, 24 saat önceden dolaptan çıkartın ve oda sıcaklığında bekletin. Yumurta soğuk ve eskiyse, şansınız yok. Not 2: yumurta akını ve beyazını ayırırken çok dikkatli olmak gerekiyor, sarının bir damlası bile karışmamalı.
4. Vanilya özütü, sirke ve nişastayı ekleyerek orta ayarda karıştırmaya devam ediyoruz.
5. Toz şekeri yavaş-yavaş, her defasında 1 yemek kaşığı olmak üzere karışıma ekleyerek karıştırmaya devam ediyoruz. Kabın kenarlarına yapışan şekerleri spatula yardımıyla karışıma yedirin ve şeker bitinceye kadar işlemi devam ettiriyoruz. Şekerin tamamını karışımı yedirdikten sonra hızlı ayarda karışım sertleşinceye ve şekerler tamamen yok oluncaya kadar karıştırıyoruz.
6. Karışımı fırın tepsisine, çizdiğimiz dairenin ortasına alıyoruz. Dikkat: karışımın sert olması, yani fırın tepsisine döktüğümüzde çökmemesi gerekiyor. Çöküyorsa, geçmiş olsun, bu işten vazgeçip yenisini deneyin:)
8. Pasta tabanı pişerken krema, vanilya özütü ve 2 kaşık pudra şekerini karıştırma kabına alın.
9. Sert krema kıvamı alıncaya kadar karıştırın. Kremayı buzdolabına kaldırın.
11. Pasta tabanının orta kısmına kremayı yayıyoruz.
12. Meyve ile süslüyoruz ve üzerine çok hafif şekilde pudra şekeri serpiyoruz.
13. Daha renkli hale getirmek için meyvelerin suyundan da bir azcık sıkıp pastanın üzerine gezdirebilirsiniz. Dikkat: bu pastanın ömrü çok uzun değil. Yapıldığı gün tüketilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bir kaç saat sonra krema ve meyvelerin ıslaklığı ve ağırlığıyla beze çökmeye başlıyor:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder